Uzun ve yorucu bir sınav maratonun sonlarına yaklaştığımız bu günlerde gençlerin stresinin arttığını, uyku ve iştah sorunları yaşadıklarını, öfke kontrolünde zorlandıklarını, tahammüllerinin azaldığını görebiliriz. Bu durum pek çoğumuzun hayatında deneyimlediği “Sınav Stresi” ile açıklanabilir.
Bir sınav niye bir stres kaynağı olur?
Bu ona yüklediğimiz anlamla ilişkilidir. Kaygı bizi hayatta tutar. Belirli seviyede kaygı ile tehlikeye karşı uyanık, dikkatli ve temkinli oluruz. Buraya kadar bir sıkıntı yok. Ancak “kirli kaygı” dediğimiz geleceğe dair düşüncelerle artmış kaygı işlevi bozar.
Eğer sınava hayat memat meselesi olarak bakarsak, yüklediğimiz anlam artarsa stresimiz artar bu da performansımızı olumsuz etkiler.
Oysaki liseye giriş sınavı (LGS) ya da yükseköğretime yerleştirme sınavları (YKS) uzun hayat yolculuğumuzda varacağımız birer istasyondur. Bu tek bir istasyona bütün hayatın anlamını yüklediğimiz zaman yolculuğun bütününden koparız.
Bazen birkaç adım geride durup tüm bu yola, yaptığımız yolculuğa, geride kalan istasyonlara ve önümüzdeki istasyonlara uzaktan baktığımızda resmin bütünü daha netleşecektir
Sınavlar ulaşmamız gereken hedeflerdir. Yaşam bu istasyonların bütünüdür yani yolculuğun tamamıdır. Bir istasyona hayal ettiğimiz yoldan ulaşamamış olmak tüm yolculuğu bitirmez.
Örneğin navigasyonumuza bir adres girdiğimizde bize sunduğu güzergahta ilerlerken yolun kapalı olduğu bir durumda hedefe ulaşabilmek için navigasyon yeni bir güzergah oluşturur bu yolculuğu tamamlamamız için bize yardımcı olur. Sınava hazırlanan gençlerin; ailelerinin öğretmenlerinin ve biz uzmanların rolü ise tıpkı bu navigasyonlar gibidir. Gençlere alternatif güzergahlar sunarak yaşamlarında destekleyici olmaktır.
Örneğin;
İnsanlara yardım etmeyi,
Bildiklerini paylaşmayı,
Topluma katkıda bulunmayı seven bir genç; Tıp Fakültesi’ni kazanamadığında, tüm bu değerleri doğrultusunda hayatına devam edebileceği alternatif mesleklerin olduğu gösterilebilir. Böylece kıymet verdiği değerlerle uyumlu olarak hayatını sürdürecektir. Tabloya bu gözle bakmasını sağladığımızda mesleki ve yaşam doyumu artacaktır.
Sınava sayılı günler kala;
Bu bilgiler ışığında kısa vadede sınavların yaklaştığı bugünlerde ne yapabiliriz?
- Hafif tempoda yürüyüş ve egzersizler yapmak
- Kafein içeren gıdaların azaltmak
- Uyku düzenini değiştirecek aktivitelerden uzak durmak
- Sınav sabahı her zamanki alışkanlığımız gibi bir kahvaltı yapmak
- Faydalı olacağı düşüncesiyle daha önce deneyimlenmeyen gıda ve içecekler tüketilmemek
- Sınava girilecek bina, salon hatta sırayı önceden görmek
- Sınav esnasında kan şekerinde hızlı oynamalar yapan gıdalar tüketmemek. (hızlıca kan şekerini yükseltip, hızlıca düşüren çikolata, şeker gibi gıdalar beynin ihtiyacı olan şekeri karşılamaz. Aksine dikkat dağınıklığına sebep olur.)
- Sınavda zorlanılan sorularda; kendimize bu durumun normal olduğu, zor sorular olabileceği şeklinde telkinde bulunmak
- Kaygının arttığı durumlarda 3-5 nefes egzersizi yapmak (içimizden 3 e kadar sayarak derin nefes almak ve 5 e kadar sayarak bu nefesi vermek, bunu bir kaç kez tekrarlamak) Kaygı ile yüzeyelleşen nefesin normal ritmine dönmesine, beynin yeterince oksijenlenmesine katkıda bulunacaktır.
- Kaygı bulaşıcıdır. Bazen ebeveynler daha kaygılı olabilir. Bu durumda ebeveynlerin streslerini iyi yönetmesi, ya da gencin sınava rahat ve güvende hissettiği birinin eşliğinde gitmesi uygun olacaktır.
Sınava girecek tüm gençlerimize başarılar…