Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), çocukluk çağı nörogelişimsel bozuklukları içinde yer alan bir klinik tanı grubudur. Daha önce Yaygın Gelişimsel Bozukluklar (YGB) kategorisi altında 5 alt kategori olarak Otistik Bozukluk, Asperger Bozukluğu, Rett Bozukluğu, Çocukluk Çağı Dezintigratif Bozukluğu ve Başka Türlü Adlandırılamayan YGB (atipik otizm) şeklinde sınıflandırılmaktayken, 2013 yılından beri YGB yerine OSB terimi kullanılmaya başlandı. Ayrıca Rett Bozukluğu bu tanı grubunun dışında bırakılarak diğer 4 kategori aynı çatı altında OSB olarak isimlendirildi. Önerilen modelde, bu bozuklukların aynı yelpaze altında olduğu ve hafiften şiddetliye kadar çeşitli belirtiler gösterdiği şeklindedir.
OSB’de temel belirtiler 2 gruba ayrılır. Birincisi birden çok ortamda gözlenen toplumsal iletişim ve karşılıklı toplumsal etkileşimde eksikliklerken, diğeri ise davranışlar, ilgi alanı ve aktivitede kısıtlı ve yineleyici örüntüdür.
Birinci grupta gözlenen iletişim ve toplumsal etkileşim bozulmaları yaygındır ve devamlılık gösterir. Toplumsal iletişimdeki sözel ve sözel olmayan eksikliklerin kendini gösterme biçimi bireyin yaşı, zeka düzeyi, konuşma becerisinin yanı sıra tedavi öyküsü ve aldığı desteğin durumu gibi faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Konuşma eksiklikleri bulunan bireyde bu durum, hiç konuşmama, konuşma gecikmesi, söylenilenleri pek anlayamama, ekolalik konuşma (duyulan ses, kelime ya da cümlenin tekrar edilmesi) ya da aşırı resmi ve dar kalıplarda konuşma şeklinde görülebilir. Konuşma becerisi sorunsuz gibi görünse de (kelime haznesi, dilbilgisinin kullanımı gibi) OSB’de konuşmanın karşılıklı toplumsal iletişim için kullanımı bozulmuştur.
Toplumsal ve duygusal karşılıklılıktaki yetersizlikler ( yani başkaları ile kaynaşma ve düşüncelerini, duygularını paylaşma becerisi) çocuklarda açıkça görülür. Bu çocuklar başkalarının davranışlarını ya hiç taklit etmez ya da az taklit eder; toplumsal etkileşimi çok az başlatır ya da başlatmazlar, duygularını paylaşmazlar. Konuşma varsa da çoğu kez tek taraflı, toplumsal yönden karşılıklı olmayan, yorumdan çok istekte bulunma ya da isimlendirme amacıyla kullanılan, duyguları paylaşma ya da iletmeye yönelik olmayan bir konuşmadır. Zeka geriliği ve konuşma gecikmesi bulunmaya ergenlerde toplumsal-duygusal karşılıklılıktaki yetersizlikler, kendini en çok karmaşık toplumsal ipuçlarını algılayıp yanıt vermekte gösterebilir (örneğin bir sohbete ne zaman ve nasıl katılacağını, neyin söylenip neyin söylenmeyeceğini kestirememe gibi).
Toplumsal etkileşimde kullanılan sözel olmayan iletişim davranışlarındaki eksiklikler, göz kontağı, jest-mimikler ve vücut yöneliminin hiç olmaması ya da kısıtlı olması şeklinde karşımıza çıkar. OSB’nin erkenden ortaya çıkan bir özelliği ortak dikkat gelişiminin olmamasıdır, bu da işaret etmenin, göstermenin olmaması, ilgilendiği nesneyi paylaşma amacıyla başkalarına taşımaması, karşısındakinin işaret ettiği şeyi ve bakışını izlememesi ile kendini gösterir. OSB’li bireyler az miktarda jest öğrenebilirler anacak bu kişilerin repertuarı başkalarından dardır ve iletişim esnasında ifade içeren jestleri spontan olarak pek kullanmazlar. Konuşması akıcı olan ergenler, konuşmaları ile sözel olmayan iletişimleri uyumsuz olduğundan kuklamsı ya da abartılı vücut dili kullanıyormuş izlenimi oluşturabilirler.
Toplumsal ilişkileri anlama, geliştirme ve sürdürmedeki yetersizlikler için yaş, cinsiyet ve kültür normları dikkate alınmalıdır. Toplumsal ilgi hiç olmayabilir, azalmış olabilir ya da başkalarından uzak durma, pasiflik, agresif ve yıkıcı şekilde uygunsuz yaklaşımlarla kendini gösteren atipik biçimde olabilir. Bu tarz güçlükler özellikle toplumsal oyun ve hayal kurmayı (esnek ve yaşına uygun hayali oyun oynama) paylaşmayan ve katı kurallara göre oynamakta ısrar eden küçük çocuklarda belirgindir. Daha büyükler hangi ortamda hangi davranışın uygun olup olmadığını (ör. Resmi bir ortamda sıradan günlük yaşamdaymış gibi davranma) ya da iletişim için kullanılan farklı konuşma yollarını (ör. dalga geçme, beyaz yalanlar, espriler) anlamakta zorlanabilirler. Tek başına yapılan aktiviteleri seçme ya da kendinden küçük veya büyüklerle etkileşime geçme yönünde belirgin tercihleri olabilir. Çoğu kez arkadaşlığın neleri kapsadığına dair tam ve gerçekçi bir fikri olmaksızın arkadaşlıklar kurma isteği vardır (ör. tek taraflı arkadaşlıklar ya da yalnızca bazı özel ilgi alanlarının paylaşılmasına dayalı arkadaşlıklar).
İkinci grup belirtiler olan kısıtlı, yineleyici davranış, ilgi alanı ya da aktivite örüntüsünün de görünümü, yaş, beceri düzeyi, yapılan girişimler ve mevcut desteğin durumuna göre değişebilir. Basmakalıp ve yineleyici davranışlar basit basmakalıp hareketleri (ör. el çırpma, parmakla fiske vurma gibi), nesnelerin yineleyici bir biçimde kullanılmasını (ör.eşyaları döndürme, oyuncakları sıraya dizme gibi) ve yineleyici konuşma biçimlerini (ör. ekolali- duyduğunu tekrar etme, kendinden ‘sen’ diye söz etme, kelime-cümle-tonlama örüntülerini basmakalıp şekilde kullanma gibi) içerir. Rutinlere yapışıp kalma ve kısıtlı davranış örüntüsü ise, değişimlere direnç gösterme (ör. en sevdiği yiyeceğin ambalajındaki ufacık değişiklikten çok rahatsız olma gibi), kurallara sıkı sıkıya bağlı kalma, düşünce tarzının katı ve esneklikten uzak olması ya da sözel veya sözel olmayan davranışın törensel örüntüleri (ör. tekrar tekrar aynı şeyi sorma, bir daire çizerek dönüp durma gibi) şeklinde olabilir. Otizm Spektrum Bozukluğundaki son derece katı ilgi alanları, yoğunluk veya odaklandığı yer açısından anormallik gösterir, mesela 2-3 yaşlarındaki çocuğun bir mutfak eşyasına aşırı bağlanıp kalması, bir çocuğun sürekli elektrik süpürge ile uğraşması, bir ergenin zaman çizelgeleri yapmakla saatlerini geçirmesi bu duruma verilebilecek örneklerdir. Bazı büyülenip kalmış gibi davranışlar ve kimi rutinler, belirgin biçimde duyusal ayarlamalara aşırı ya da az tepki vermenin sonucu olabilir; bazı ses ya da dokulara abartılı tepkiler verme; nesneleri aşırı koklama, dokunma, ışıklara ya da dönen cisimlere büyülenmiş gibi bakıp kalma; ağrı, sıcak ya da soğuğa duyarsızlık şeklinde kendini belli eder. Yiyeceğin görünümü, tadı, kokusu ile ilişkili törensel davranışlar, yiyeceğe aşırı tepki verme ya da bazı yiyeceklerden abartılı şekilde kısıtlı yeme OSB’de sık görülür ve bu bozuklukta ilk gözlenen belirtilerden olabilir.
Yukarıda detaylı olarak açıklanan her iki grup belirtilerin toplumsal, uğraşsal ya da önemli diğer işlevlerde bozulma olması ve toplumsal iletişim eksikliğinin gelişim düzeyinde beklenilenin altında olması durumunda OSB tanısı konulur. Ağırlık düzeyi bu iki grup belirtilerin ağırlık derecesiyle doğru orantılıdır.
OSB’de tanıya dayanak olacak bir takım ek özellikler de gözlenebilir. OSB olan çoğu bireyde aynı zamanda zeka geriliği ve / veya konuşma bozukluğu (geç konuşma, konuşmanın anlama becerisinin gerisinde kalması gibi) bulunur. Ortalama ya da yüksek zekaya sahip olanlarda bile becerilerin dağılımı düzensizdir. Hareket yetersizlikleri yaygın olarak görülür; bunlar arasında tuhaf yürüyüş biçimi, sakarlık ve diğer anormal hareket göstergeleri (parmak ucunda yürüme gibi) yer alır. Kendine zarar verme olabilir (başını vurma, elini-bileğini ısırma gibi). Yıkıcı/ güçlük çıkaran davranışlar OSB’de diğer bozukluklardan daha yaygın olarak görülür. OSB’li ergenler depresyon ve anksiyeteye eğilimlidir.
Bu yazıda Otizm Spektrum Bozukluğu belirtilerini detaylı olarak ele almaya çalıştık. Eğer çocuğunuzda ismine tepki verme ve göz temasında kısıtlılık, dil gelişiminde gecikme, birlikte oynanan oyunlara katılmama, oyuncaklarla amaca uygun oynamama, tekrarlayıcı bir takım davranış ve konuşmalar gözlemliyorsanız en kısa zamanda bir Çocuk Ve Ergen Psikiyatrisi uzmanına başvurmanız uygun olacaktır.